24 Mart 2018

Çocukluk Adası (Kavgam 3)


Çocukluk Adası (Kavgam Serisi III) - Min Kamp III
Karl Ove Knausgaard
Çeviren: Haydar Şahin
MonoKL Yayınları
Kasım 2016 (1. basım)
455 sayfa

Serinin beşinci kitabı geldi gelecek, ben daha üçüncü kitabını yeni bitirdim. Üstelik, gördüğünüz gibi blogla da pek ilgilenemiyorum artık. Bir kitabı 2-3 ayda bitirince böyle oluyor işte. Okumak istediğim o kadar çok kitap var ki şu an, acaba beş kitabı birden okuyabilir miyim diye düşünüyorum zaman zaman. Dune'a devam etmek istiyorum, Yerdeniz okumak istiyorum, Ray Bradbury ve Altay Öktem okumak, China Mieville'in Yeni Crobuzon üçlemesini artık bitirmek istiyorum. Atwood romanlarımı ve İthaki'nin daha okuyamadığım bilim kurgu klasiklerini okumak istiyorum. Kuramsal çeviri kitaplarımı, Damlacığımın hediye ettiği Ütopya Edebiyatı'nı okumak, bilgilenmek istiyorum. Zaman yetiremiyorum. Şuracığa içimi döktüğüme göre Knausgaard'a döneyim.

İlk kitap için buraya, ikinci kitap için de tam şuraya tıklayıp daha önce yazdıklarıma göz atabilirsiniz. Serinin üçüncü kitabında Knausgaard çocukluğuna dönüyor. 1969 yılında, abisi Yngve 4,5 yaşındayken ve kendisi henüz sekiz aylık bir bebekken taşındıkları Tromøya'da geçen yıllarını anlatıyor. Okula başlaması, kimliğini oluşturma çabası, dersler, kitaplar, spor, deli gibi korktuğu babası, cinselliği ve kızları keşfi...

Yazar hakkında daha önce de benzer bir şey söylemiştim, aslında hiç ilginç olmayan şeyleri o kadar güzel anlatıyor ki sayfalar akıp gidiyor. Başka herhangi bir yazar çocukluk yıllarıyla ilgili 455 sayfa yazacak olsa okuyacağımı hiç sanmıyorum. Sıkılırım! Fakat Knausgaard okurken sıkılmıyorum.
"Arada sırada yakınlarda bir şeyler buluyorduk, çoğunlukla şişeler, araba dergileri veya porno dergilerle dolu torbalar, boş sigara paketleri, araba camı sıvısının boş plastik şişeleri, kondomlar; bir keresinde pislikle dolu bir iç çamaşırı bulmuştuk. Birinin altına sıçması ve iç çamaşırını atmak için oraya gitmesi bizi uzun süre kahkahalara boğmuştu."
Sanırım, hâlâ serinin dördüncü kitabına geçmediğim için emin değilim, şimdiye kadar otobiyografi diye okuduklarımızın kurgu olduğunu söylüyormuş Knausgaard, bir sonraki kitapta. Gerçekten öyleyse hayal kırıklığına uğrayacağım. Bir yandan da adama daha da hayran olacağım. Ama çok kızacağım. Üç cilt boyunca okuduğum her şey çok gerçek, kurgu olduklarını kabul etmek istemiyorum. Elimdeki kitabı bırakıp daha okumadığım başka bir kitaptan bahsetmeye başladığımı fark ettim, evet. Ama sonuçta bu bir seri, serinin devamı hakkında konuşabilirim bence; okuyunca da dönüp bakarım, ne beklemişim ne bulmuşum.

Galiba Çocukluk Adası'nı Âşık Bir Adam'dan daha çok sevdim. Böylece serinin tam ortasına geldim, henüz okumadığım bir kitap daha sırada beklediği için "Beşinci kitap ne oldu?!" diye ağlamama gerek kalmıyor. Bakalım dördüncü kitaba ne zaman sıra gelecek. (Çünkü bu yazıyı yazarken karar verdim, iki buçuk yıl aradan sonra Dune'a devam edeceğim.) Daha önce de söyledim, Knausgaard'ı okuyun, çok güzel!

3 yorum:

  1. selam;
    Ümidi kesmiştim doğrusu..."İstanbul bu kardeşimize yaramadı" diye de düşünmedim değil!
    Ama hayatın olağan akışı bazen planlarımızı bozabiliyor.
    Şimdi Ceza olarak "Yüzyılın En iyi Bilimkurgu Öyküleri" kitabını okuyup eleştiri yazın bakalım. Satın almayı gözüm yemedi doğrusu. En iyi hikayelerin antolojiye alındığı konusunda tereddütlerim var. Raporunuzu bekliyorum!
    Gerçi Kayıp Rıhtım da pek övdüler ve endişemi gidermeye çalıştılar ama tatmin olmadım.
    Göreyim sizi...
    İyi okumalar
    ankaralıkitapkurdu

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar, ben de İstanbul'un bana yaramadığını düşünüyorum ama bir süre daha böyle gidecek sanırım. :)

    Sizin yorumunuzdan sonra koşarak gidip Yüzyılın En İyi Bilimkurgu Öyküleri'ni aldım. Şimdi okuduğum kitap bitince ona geçeceğim ama epey de hacimli bir derleme yapmışlar, bakalım ne kadar zamanda bitirebileceğim. Fakat bu arada Kayıp Rıhtım övdüyse ben ikna oldum, eminim iyi bir kitaptır.

    Size de iyi okumalar, sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba;
      İlginize teşekkürler. Zaten bu kitabı değerlendirmekte en ehil kişi sizsiniz. Bazı derlemeler genelde yazarların pek de önemli olmayan kitap dışı kalmış eserlerini bir araya getiriyor. "Baş eser"ler antolojilere dahil edilmiyor, endişem bu noktada. Ama diyeceksiniz ki bulmuş da bunuyorsunuz.. O da ayrı tabi. Ülkemizde garip bir -telif haklarından kaynaklanan- B.K. eserleri kıtlığı var, malumunuz. Bu nedenle fazla hassas olmamak da gerekir. Ayrıca bu eser bir daha basılmayacakmış, stoklarda da kalmamış daha şimdiden. Acayip bir yayın dünyamız var. İnsan eski Sarmal,Baskan,Milliyet ve Metis yayınlarını mumla arıyor.
      Neyse, ilginize tekrar teşekkürler.
      İyi okumalar
      ankaralıkitapkurdu

      Sil