31 Aralık 2016

Sensin "Happy"


Gelenekselleştirmeye başladığım "Şimdi bu önümüzdeki yılın tam olarak neresi kutlu?!" temalı yazıma hoş geldiniz! Programımız 2016'nın ne kadar da berbat bir yıl olduğundan bahsederek başlayacak, 2017'den de farklı bir şey beklememeyi öğütleyerek devam edecek. Aralarda ise dansöz var, şarkıcılar var, sihirbaz var, karışık meyve tabağı, kestane ve şarap da ikramımız!

Gerçi, TRT'nin dansözlerinden "yılbaşı kutlamak kültürümüzde yohhkğ" diyenlere evrildiğimiz şu zamanlarda inadına çıkıp sokaklarda, kafamda külah şapka, yüzümde karton maske, bağıra çağıra yılbaşı kutlayasım geliyor ama pek kıymetli uzuvlarımı kaldırıp hiçbir yere çıkacak değilim. Yerler buzlu, hava soğuk; evde ise kahve var, gerekirse battaniye var. Hem bugün itibarı ile, senenin sonunu zar zor gören bütün sevdiğimiz ünlüler ölecek diye korkuyorum. David Bowie, Gene Wilder, Umberto Eco ve Harper Lee (ikisi aynı günde üstelik), Alan Rickman, Prince, Leonard Cohen, Zsa Zsa Gabor, Muhammed Ali, Ron Glass, George Michael, son olarak Carrie Fisher ve Debbie Reynolds... Yazarken içim daraldı yine. Link vermek istemiyorum, Wikipedia'da dev bir "bu yıl ölen ünlüler" sayfası var, bütün yılı listelediklerini zannederken önümdeki dev listenin yalnızca Aralık ayını içerdiğini görünce dehşetle kapattım sayfayı. İzleyerek, dinleyerek, okuyarak büyüdüğümüz insanlar yaşlanıyorlar, ölüyorlar ve ben henüz buna alışamadım. 2017, lütfen sen biraz daha insaflı ol. Ayıp oluyor.

Bu tatsız konuyu kapatalım. Televizyonda Sermet Erkin olsa izlerdim şimdi ya, ne güzel olurdu. Televizyonda ne olduğu hakkında pek fikrim olmadığı için ve yeterince vakit öldürmüyormuşçasına tutup Netflix abonesi olduğum için dizilerden dizi beğenip bütün günü öylece tüketeceğim. (Çünkü bu yazıyı, 31 Aralık'ın ilk saatlerinde yazıyorum, henüz yeni yıl kutlamalarının başlamasına bir 19-20 saat var sanırım.) Belki şöyle sihirli, illüzyonlu bir film bulurum. Hiç sihir numarası da bilmiyorum ki, kendi kendime yapıp eğleneyim.

Geçen yılın sonunda yazdığım yazıya bakıyorum. Hedefler belirlemişim. Sizi hiç oralara kadar yormayacağım, bakınız hedeflerim şunlarmış:

- Bu yıl yeni kitap alınmayacak.
Sonuç: AHAHAHAHHAHAH, şu an kitaplığımdaki rafların yarısında çift sıra kitap var, aldığım ama okumadığım kitap sayısı 100'ü geçti. HAHAhaahah ay kitap almayacaktım ben değil mi, unuttum yahu.
- Ajanda ocak ayından sonra da kullanılacak.
Sonuç: Mart'a kadar kısmen yoğun, Mayıs'a kadar çok seyrek kullanmışım. Eh, benim için bu da bir ilerleme.
- Eski bilim kurgu kitapları hakkında daha çok yazı yazılacak.
Sonuç: İstediğim kadar çok yazamadım ama Baskan dizisini anlatmaya başladım, altı kitap da hiç fena değil. 2017'de devam ederiz.
- Goodreads'e taşınılacak.
Sonuç: Taşındım, harıl harıl da kullanıyorum! ^_^

Bu sene öyle kitap almamak gibi hedefler koymayacağım, ha yapamayacağımı biliyordum ama belki biraz kendimi tutarım, kısıtlarım diye umut etmiştim. (Hiç beceremedim.) Okuma hedefim ise, yeterince makul bir beklentiyle, haftada bir kitaptan 52 kitap bitirmekti. Onu da beceremedim. Bu yıl ancak 28 kitap okumuşum, içler acısı! Bahanelerim var tabii, bir kere çok gezdim. Tatil için değil, düğünler, cenazeler, toplantılar, görüşmeler için gezince gittiğim yerlerde pek okuyamadım. Sonra, bu yıl düzelttiğim, son okuduğum, yayına hazırladığım daha fazla kitap oldu. Her birini aynı anda Türkçe ve İngilizce okuyup o sırada başka kitap okumadığım için sayıyı düşürdüm. Bir de her zamanki gibi, bilgisayar başına oturunca zaman kavramını yitirme sorunum var. "Şunu kapatayım da uyumadan biraz kitap okuyayım" dedikten sonra bir bakıyorum saçma saçma saatlere kadar oturup oyalanmışım. 2017'de bu durumu kesinlikle düzeltmem lazım. Bakalım becerebilecek miyim.


Gelelim bu yıl okuduğum kitaplara. (Ne var, Nesrin Topkapı olmadan yılbaşı mı olur ya!) 2016 kitaplığım için çok verimli bir yıl oldu. İthaki'nin bilimkurgu klasikleri, Delidolu'nun Diskdünya'sı, MonoKL'un Knausgaard'ı derken yeni kitaplar karşısında Kurabiye Canavarı'na döndüm. Ama işte, okumaya yeterince zaman ayırmadığımda o kitaplar yığın yığın diziliyorlar. Seneyi Yüzüklerin Efendisi ile kapatacaktım ama araya iş girdi, kitaba ara vermek zorunda kaldım. Hayır, sekiz kilo kitap, yanımda taşıyıp durakta, tramvayda falan da okuyamıyorum. Çantamda Kurt Vonnegut taşıdım, o öyle bitti her boşlukta 3-5 sayfa okuya okuya. (Yazısını yazamadım daha, zaman ayıramıyorum ki...)

Bu senenin kitaplarına şöyle bir baktım da, çok merak ettiğim bir dolu kitap var ve ben hiçbirini okumamışım. Okuduklarımın arasında en sevdiğim kitap (neden hâlâ yayımlanmadığını bilmediğim) Madde 22. Piyasaya çıksa da önüme gelen herkese önersem diye sabırla bekliyorum. Sonra, bahsetmeden geçemeyeceğim Sakın Zarar Verme var. Sonsuzluğun Sonu tüm zamanların en güzel kitaplarından olmaya aday. Arada sevmediğim kitaplar da oldu elbette ama yine çok güzel kitaplar okudum. 2017 için tek hedef belirliyorum, daha çok kitap okuyacağım, bilgisayar başında daha az zaman geçireceğim.

İyi yıllar diliyorum efendim, 2017 daha huzurlu, daha mutlu, daha güzel olsun.

6 yorum:

  1. her şeye rağmen iyi seneler!
    yaşadığımız,yaşayamadığımız her şeye rağmen ümitle ve coşkuyla 2017 nin güzel bir yıl olmasını dilerim.Zaten hayat özünde "ümit etmek" değilmidir..Kültürümüzde (80 milyon sanki bir örnekmişiz gibi..)yılbaşı kavramı olsa da olmasa da biten ve yeni başlayan her olgunun hüzün yarattığı düşünüldüğünde herkesin kendi kültür görgü inanç ve anlayışına göre yılbaşını değerlendirmesini dilerim.Tüm milletimizin fikir ve yaşam farklılıklarına rağmen birbirine saygı duyduğu barış içinde bir yıl olsun!
    Kitap kurtları için sürpriz kitaplar yayınlansın,dünya edebiyatı şahaserleri dilimize kazandırılsın,blog sahipleri ve genç editörler tembellik yapmasın (!)
    sağlık ve mutluluk dileklerimle,iyi yıllar,iyi okumalar...
    P.S:Nesrin hanıma da mahsus saygılar yani!
    ankaralıkitapkurdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel şeyler dilediniz yeni yıl için, umarım hepsi gerçek olsun. İyi yıllar :)

      Sil
  2. Öncelikle.... HAHAHAHAHA! :D Biz kiiiiiim, kitap almamak kim? Hele bir de seni bizim işe bulaştırdım ya... Artık alıp da okuyamadıklarının sayısı roket gibi yükselecek. Hayır efendim, keyif almıyorum bu durumdan. Aksine düzeltmem gereken şeylerden biri olarak görüyor, kendime motivasyon arkadaşı buldum diye seviniyorum. Çünkü hem bu hem de "Şu bilgisayarı kapatıp da bir şeyler okuyayım" deyip yapamama durumu bende de var senelerdir. Belki sen çözümünü bulursun Doctor Shu.

    Bir de böyle karamsar başlayan bir yazıya böyle bir yorum yazmak ne kadar doğru oldu bilemedim :P Ama ikinci yarısından sonrasını okurken çok eğlendim, ne yapayım? Kaybettiğimiz ünlülere Allah'tan rahmet diliyor, giderek uzaklaşan çocukluğumuza el sallıyorum.

    Bir de, Sermet Erkin olsa ne izlerdik bee! İyi yıllar ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yıl şu okuma meselesini çözelim o zaman, ayıp oluyor böyle. :)

      Böyle karamsar başlayan bir yazıya böyle yorum yazmak da gayet normal, 2016 hepimizde dengesiz bir ruh hali bırakarak gitti, eh yazının da başı sonu ayrı oynuyor. İyi yıllar efenm ^_^

      Sil
  3. Bilgisayar başında harcanan zaman gerçekten büyük kayıp, benim de öyle bir amacım var önümüzdeki yıl için. Ne yapsam ne yapsam diye düşünmeye başladığım an kapağı kapatacağım (güya).

    Daha başka hedefler de koymuştum aslında ama yeni yılın ilk gününe bir uyandım ki ortalık yerle bir olmuş. Dedim 2017'de en temel hedef hayatta kalmak olsun. Gerisi gelir. :)

    Herkese sağlıklı ve huzurlu bir yıl dilerim efendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Temel hedefin hayatta kalmak olduğu bir yerde ve zamanda yaşadığımız için üzülüyorum ya. Gerisi gelsin, bir de bilgisayarı kapatıp daha çok okuyalım, iyi seneler :)

      Sil