1 Kasım 2016

Çelik Mağaralar (Baskan #6) - Ölü Gezegen




Çelik Mağaralar – The Caves of Steel
Isaac Asimov
Çeviren: Aslı Kayabal
Baskan Yayınları
Kurgu-Bilim Dizisi 6
1983
238 sayfa

Ölü Gezegen – The Caves of Steel
Isaac Asimov
Çeviren: Gönül Suveren
Altın Kitaplar Yayınevi
Şubat 1984 (1. Basım)
336 sayfa

Baskan Kurgu-Bilim Dizisi’ni tek tek okurken sıra Çelik Mağaralar’a gelince şaşırdım. Kitabı okuduğuma emin olmama rağmen bu baskısı yabancı geliyordu. Sonra meseleyi çözdüm, yıllar önce (blogu açmadan çok önce) Altın Kitaplar’dan Ölü Gezegen adıyla çıkan baskıyı okumuşum meğer.  (Ölü Gezegen ismini nereden uydurmuşlar, o kapak resminin ne ilgisi var şimdi gibi sorular sormayın, ben sordum bir sonuca varamadım.) Durumu çözdükten sonra, okuduysam bile hatırlamıyorum diyerek Baskan çevirisini okumaya başladım. Sonra kitap bitti ve haftalardır masamda bir kenarda, boynu bükük bekliyor. Setenay işini gücünü bitirecek, gezmeyi bırakıp eve dönecek de beni yazacak… Bu aralar çok çalıştım ve birazcık da (şöyle, Eskişehir’den Elazığ’a kadar) gezdim. E, sonra tabii sonbahar depresyonu, “biri benim pause düğmemi basılı unutmuş galiba” hissi var. Çelik Mağaralar’a ancak sıra geldi.

Yukarıya her iki baskının da künyesini ekledim ama esas olarak Baskan Yayınları’ndan çıkan kitabı değerlendiriyorum, çeviriyi karşılaştıracak kadar detay kalmamış aklımda, o topa hiç girmeyeceğim.

Çelik Mağaralar, Asimov’un Robot dizisinin ilk kitabı. Buradan koskoca bir Robot ve Vakıf evreni doğuyor, büyüyor, aklımızı başımızdan alıyor. Bu evrenin en önemli karakterlerinden olan R. Daneel Olivaw’la da bu kitapta tanışıyoruz. Fakat karakterlere girmeden önce baştan başlayayım. Çelik Mağaralar, bilim kurgu ile polisiyenin kesişim kümesinde yer alıyor. Asimov’un gelecek kuramları, imkânsız bir cinayetle birleşiyor ve ortaya (evet bütün Asimov kitaplarına bunu söylüyorum) harika bir roman çıkıyor.

İnsanlar elli ayrı gezegene dağılmışlar ve bu gezegenler teknoloji bakımından çok üstünler, özellikle robotlar konusunda Dünya’dan çok daha ilerideler. Dünya’da kalanlar ise devasa kubbelerin altında, kapalı habitatlarda yaşayan, açık havadan korkan bir topluma dönüşmüşler; kubbelerin (yani şehirlerin) dışında kalan arazilerde robotlar tarım yapıyor, böylece şehirlere gıda desteği sağlanıyor. Dünya’da robotlar var, ama insanlar bu robotlardan korkuyor ve şehir içinde, yanlarında çalıştırmak yerine mümkün olduğunca gözden uzakta olmalarını tercih ediyorlar. Dünya’da, New York’un yakınlarında bir de Uzaycıların (ya da Dış Dünyalı) şehri olan Spacetown var; diğer gezegenlerde doğup Dünya’da yaşayan insanların olduğu bu şehir dışarıya kapalı çünkü bu insanlar Dünya mikroplarına, virüslerine yabancılar ve basit bir grip virüsü yüzünden ölmekten korkuyorlar. Dünyalılar da bu yabancılara çok meraklıydı zaten! Hıh! Ehe, yok, gerçekten, Dünya’nın diğer gezegenlerle ilişkisi epey gerilimli ve insanlarda Uzaycılara ve robotlarına karşı büyük bir önyargı var.

Gezegenimizde ortam böyleyken, New York Başkomiseri Julius Enderby’nin bürosunda buluyoruz kendimizi. Emniyetin becerikli dedektifi Elijah Baley, Enderby’nin ofisine çağrılıyor; huzursuzluktan eli ayağı ayrı oynayan Enderby, Spacetown’da bir cinayet işlendiğini, bir Uzaycının öldüğünü söylüyor. Baley’nin, olay bir diplomatik krize dönüşmeden önce cinayeti çözmesi ve bu sırada Spacetown’dan bir yardımcıyla birlikte çalışması gerekiyor.

Elijah Baley yaşadığı dünyadan memnun, bir insanın neden başka bir gezegene gitmek isteyeceğini asla kavrayamayan, robotların insanlar için büyük bir tehdit olduğunu düşünen, gelenekçi fakat çok zeki ve başarılı bir polis. Yaşadığı toplumdaki neredeyse herkes gibi, yaşadığı kubbenin dışından, açık havadan korkuyor. Seviye atlayıp toplumsal ayrıcalıklar kazanmak ve ailesini rahat yaşatmak dışında bir hayali yok. Bu sıra dışı cinayeti beraber çözmesi gereken R. Daneel Olivaw ise benim kurgu dünyasında en sevdiğim karakterlerden biri! Karizmatik, güçlü, çok zeki, çok sakin, çok bilgili, çok yakışıklı ve bir robot! Pozitronik beyni ve gerçek bir insandan ayırt edilemeyen dış kaplaması ile, robot teknolojisinin en başarılı örneği.

Bu ikili birlikte çalışıp cinayeti çözmeye çalışırken Baley bir robotla çalışmayı öğreniyor, robotlara karşı olan önyargısını kırıyor; böylece Asimov kurguladığı toplumu ve robotları bize ince ince anlatabiliyor. Ve ben, her zamanki gibi, kitap hakkında o kadar çok şey anlatmak istiyorum ki hiçbir şey anlatamıyorum. Asimov’un gelecek öngörüleri, gelişmiş yapay zekâyla karşılaşan bir toplumun sosyolojisi, robot yasaları, azalan hammaddelerin paylaşımı ve sınıflarından kurtulamayan insanlar. Neresinden başlayıp nasıl anlatayım bilmiyorum. Günlerdir bu yazıyı tamamlamaya çalışıyorum, ilerlemiyor bir türlü, artık sıkıldım! Yazamadıkça kendimden şüphelenmeye başlıyorum, benim fikrim yok mu, olan fikirlerimi niye anlatamıyorum aslında çok da iyi fikirlerim var bu kitap hakkında diye. Amaan…

Asimov kitapları piyasada rahat rahat bulunabilseydi, okumaya bu kitapla başlayın derdim. Buradan diğer robot öykülerine ve sonra Vakıf serisine geçmenizi önerirdim. Fakat bu kitaplar bir türlü bulunamıyor! Bu arada Sonsuzluğun Sonu var, Vakıf evrenine geçmeden önce rahatlıkla okuyabilirsiniz. Bir de, İthaki birkaç gün önce minik bir teaser fotoğraf yayımladı, Bilimkurgu Klasikleri serisine bir Asimov kitabı ekleniyor. O kadar yalvardım ama hangi kitap olduğunu söylemediler, merakla bekliyorum.

Bir dahaki kitap yazısını bu kadar geciktirmeyeceğimi umarak bu yazıyı burada bitiriyorum, yoksa hiç bitmeyecek, hayatımın sonuna kadar Çelik Mağaralar hakkında yazmaya çalışmaya devam edeceğim. Bitti. Bu kadar.

13 yorum:

  1. bloğunuza hoşgeldiniz hanımefendi..ee koca memleketi baştanbaşa dolaşmak kolay iş tabii,ama ayda bir kitap okuyup blog da yorumlamak zor geldi demek..
    herneyse :))) tekrar merhaba!
    bizde siz yokken kimseyi sokmadık buralara merak etmeyin...
    her şey bir tarafa şu B.K.eserlerinin farklı (ve çoğunlukla mantıksız) isimlerle yayınlanmasından ve bu konuda yayınevlerinin bilgi vermemesinden hiç hoşlanmıyorum..mesela KARA GÜNEŞ adıyla yayımlanan (baskan yay.) "Against the Fall of night" eseri Arthur amcanın "şehir ve yıldızlar" romanının prototipi bunu anladık ama;"Çocukluğun sonu" romanının SON NESİL olarak daha önce basılması da insanı şaşırtıyor daha sonra gerçek adıyla yayınlanınca.
    benimde önümde duruyor okunma sırası bekliyordu emin olun ÖLÜ GEZEGEN o iğrenç kapak fotoğrafı ile..bir de sahaflarda makul fiyata Çelik mağaraları bulmaya çalışıyordum bende..neyse teşekkürler izahlarınız için bari okuma sırasını öne alayım Isaac amcanın kitabını..
    iyi günler iyi okumalar!
    ankaralıkitapkurdu

    P.S:İthakiden çıkacak eseri öğrenirseniz bizim de haberimiz olsun lütfen!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş buldum! Ama öyle demeyin, koca memleketi dolaşırken trende, uçakta yeni kitaplar okuyup düzelterek gezdim hep, çok güzel kitaplar çıkacak yakında :)

      Asimov kitabının adını öğrenseydim, İthaki'nin sırrını saklayacaktım ama açıklama yaptıkları zaman hep beraber öğreneceğiz artık. İyi okumalar efendim :)

      Sil
    2. Kitabın duyurusunu yaptılar bu arada, Ben Robot geliyormuş. :)

      Sil
  2. Settie, yeni bir yazı yazmanı heyecanla bekliyordum. Sonsuzluğun Sonu'nu inanılmaz sevmiştim! Dur bakayım bu kitabı da takas listeme ekleyeyim, belki çıkar bir yerlerden. Gerçekten hoşgeldin, pıtır pıtır yaz artık <3 Depresyondan da çık bakayım, depresyon bizim işimiz evet ama çok da kapıp koyvermemek lazım. Seni seviyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ben de seni seviyorum kadın! Depresyondan da çıkıyorum, bu sabah dışarıda sıcaklık sıfırın altındayken kahvaltıda dondurma yedim, bence çok iyi geldi o bana. :)

      Bu kitabı bulursan kaçırma, bir de yazıda bahsettiğim kitabın duyurusunu yaptı İthaki, Ben Robot'u basıyorlar, onu da kaçırma. :)

      Sil
    2. Buna çok sevindim çünkü Ben Robot'u da yazmıştın ve ben de kendi kendime ay bulup buluşturup okumalıyım muhakkak demiştim. Yanlış hatırlamıyorsam onun da basımı yoktu bir ara. Şimdi gördüğüm anda yapışacağım.

      Sil
    3. Seni Asimov külliyatıyla sarmalayacağım Cessie! :)

      Sil
    4. Sar beni sarmala beni. <3 :D

      Sil
  3. sanırım ayın 11 inde piyasaya çıkıyormuş.elimdeki "robotlar" taaa 1976 milliyet yayınları baskısı..yenisini de alayım bari koleksiyon eksik kalmasın.halmize bakın koskoca memlekette "koskoca" Asimov'un Clarke'in eserleri dirhemle satılıyor..neyse buna da şükür
    ankaralıkitapkurdu

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Setenay Çelebi! Ben de nerede bu kız diyorum, meğer memleketi teftişe çıkmışsın :) İyi yapmışsın iyi, değişiklik iyidir arada.

    Bu inceleme de hazır ufukta bir Asimov görünmüşken çok manidar olmuş. İnşallah artık biz de okuyabileceğiz bu büyük ustayı. Gözüm bir çeviri karşılaştırması aramadı değil ama :)

    Kalemine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanmazsın, çeviri karşılaştırması kitapları hâlâ gözümün önünde, çaprazlama iç içe geçmiş halde duruyorlar, onlar bana bakıyor, ben onlara bakıyorum, sonra beraber dizi izliyoruz. Çok iyi çocuklar. :)

      Teşekkür ederim İhsan, bir ara bir İzmir ziyareti de yapacağım, oraları ihmal etmemek lazım. :)

      Sil
  5. Dönmene sevindim. Hala nefes aldığını, nefes alır gibi okuduğunu bilmek güzel.

    YanıtlaSil