Borges ve Sonsuz Orangutanlar - Borges e os Orangotangos Eternos
Luis Fernando Verissimo
Çeviren: Yasemin Ertuğrul
MonoKL Yayınları
Şubat 2015 (1. basım)
101 sayfa
101 sayfa
Tam da Tarihin Bilinçdışı'ndaki polisiye ile ilgili bölümleri keyifle okuyup polisiyenin "bir tarihyazımı metaforu" ya da "bir psikanaliz metaforu" olarak nasıl kullanıldığını, delil toplayan dedektifleri, akıl yürütenleri, süregiden esrar öykülerini, kapalı oda cinayetlerini, tekinsizi öğrenmişken Borges ve Sonsuz Orangutanlar'la devam etmek çok güzel oldu. Kitabın arka kapağından bir cümleyi buraya eklersem, bu güzellik daha açık olacak:
"Poe, Borges, Lovecraft ve Zangwill göndermeleriyle şekillenmiş bu polisiye kurguda esrarı çözmek için izleri sürülen ipuçları ancak edebî bir beyin fırtınasıyla anlam kazanacaktır."
Anlatıcının "Gözlerin olmaya çalışacağım, Jorge." cümlesiyle başlıyor kitap. Kitabın anlatıcısı olan adamı biraz tanıtmam lazım sanırım. Porto Alegre, Brezilya'da yaşayan 50 yaşındaki Vogelstein, henüz çok küçükken teyzesi ile birlikte Hitler Almanyasından kaçıp Brezilya'ya gelmiş. İngilizce öğretmeni ve çevirmenlik yapıyor; yirmili yaşlarındayken karşısına çıkan, Jorge Luis Borges adında birinin öyküsünü çeviriyor fakat öykünün kötü olduğuna karar verdiği için öyküyü geliştirip yeni bir son ekliyor. Sonuçta, Arjantinli bir yazar tarafından İspanyolca yazılmış bir öykünün İngilizce çevirisinin Portekizce çevirisindeki değişikliği kim fark edecekti ki? Fakat Borges fark ediyor ve yayımcıya öfke dolu bir mektup yazıyor. Bu arada Vogelstein, Borges'in kim olduğunu öğreniyor ve pişmanlık dolu cevaplar yazıyor, Borges'e ulaşmaya çalışıyor hatta Buenos Aires'e kadar gidiyor ama yazarı görmeyi başaramıyor.
Sonunda, Buenos Aires'e üçüncü kez gidiyor, Edgar Allan Poe uzmanlarının toplanacağı bir kongre için. Poe ve Lovecraft hakkında en çok konuşan ama birbirleri ile hiç anlaşamayan üç uzman da orada olacaklar ve Vogelstein bu uzmanlarla aynı otele yerleştiriliyor. Uzmanlardan biri, karşılaştığı herkesi sinirlendirmeyi başaran ve çeşitli şekillerde ölüm tehditleri almış olan Bay Joachim Rotkopf. Kongrenin açılış gecesinde de birçok insanın öfkeyle homurdanmasına neden oluyor ve o gece içeriden kilitli olan otel odasında öldürülüyor.
"Xavier Urquiza ve Oliver Johnson, çok akıllıca davranarak, Rotkopf'la yüz yüze gelmekten kaçınmışlardı. Ancak bu Alman'ın, Hint bir mihracenin renklerine ve fiziğine sahip Amerikan'ı fark ettiği anda korkunç bir şekilde bağırmasına engel olmamıştı:
-İsrafil, İsrafil, does it ring a bell?"
Bundan sonrası ile ilgili, konuyu açıklayacak hiçbir şey söyleyemem! Şu kadarını söyleyebilirim ancak: Vogelstein, olayları hikâyeleştirerek bir mektup biçiminde yazıyor ve mektup/roman boyunca Borges'e hitap ediyor. Kitabın baskısı, çevirisi -MonoKL'un beni daha önce alıştırdığı gibi- neredeyse mükemmel, söyleyecek kusur bulamadım. Çeviriyi yapan Yasemin Hanım'ın, en özenli editör Rasim'in ellerine sağlık; bir kez daha şikayet edecek şey bulamadığım bir kitapla karşılaştım, hiç tereddütsüz herkese tavsiye ederim!