25 Nisan 2011

Şimdi ve Daima


Şimdi ve Daima - Now and Forever
Ray Bradbury
Çeviren: Kemal Baran Özbek
İthaki Yayınları
Aralık 2010 (1. basım)
312 sayfa

Başka hiçbir kitabı ile olmasa bile Fahrenheit 451 ile hatırlayacağınız Ray Bradbury'nin iki kısa romanını bir araya getiren bir kitap Şimdi ve Daima.

İlk romanın ismi Leviathan '99; uzayın derinliklerinde geçen bir Moby Dick uyarlaması. Dev bir kuyruklu yıldızın peşinden koşan bir gemi dolusu insan; gözleri görmeyen, inatçı, huzursuz bir kaptan. Romanda, fikirlerini delice savunan kaptanı, mantığını kullanmaya çalışan yardımcısını, telepatik Quell'i ve oda arkadaşı, kararsız Ishmael'i izlerken, -arka kapakta söylendiği üzere- insanoğlunun tutkularının sınır tanımazlığını görüyoruz.

İkinci roman Bir Yerlerde Bir Müzik Çalıyor ise, çok daha keyifle okunuyor bence. Huzursuz edici bir rüyanın içinde gibi hissettiriyor roman, okurunu. İstasyonunda trenlerin durmadığı, çok sakin, unutulmuş, gizemli bir kasabaya giden gazeteci Cardiff; karşılaştığı tuhaflıklara anlam vermeye çalışıyor fakat çözdüğü her gizemle birlikte daha da anlaşılmaz oluyor her şey! Bu romanın anlattıklarını, her an kabusa dönüşebilecek bir rüyayı hatırlatan atmosferini, yaratılan karakterlerini çok sevdim ben.

Toparlayamadım ben bu yazının sonunu. Özet geçiyorum: Leviathan '99 iyi bir roman, Bir Yerlerde Bir Müzik Çalıyor ise çok iyi bir roman bence. Genel toplamda, ikisini bir arada sunan Şimdi ve Daima alınmalı, okunmalı.

19 Nisan 2011

Nötralizör


Nötralizör
Dost Körpe
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ekim 2010 (1. basım)
128 sayfa

Kitapçılarda bilimkurgu kitapları ufacık bir rafa sıkışmış oluyor çoğunlukla, o raftaki kitapların da neredeyse tamamı çeviri romanlar. Nötralizör, galiba okuduğum ilk Türk bilimkurgusu, Seyit Ali Aral'ın İçli Köfte'sinde okuyup, hemen gidip almıştım kitabı. Nötralizör'ü, birçok bilimkurgu eserinin çevirisini de yapan Dost Körpe yazmış. 128 sayfalık, kısa bir roman.
Mars'ta kolonileşen insanların arasında, yaşadığı devasa fanustan sıkılan bir adamı anlatıyor. Yanlışlıkla yaptığı bir keşif, gizli tutulan bir araştırma, ne olduğunu pek bilmediği bir makineye ulaşmak için harcadığı çaba... İlgi çekici bir konusu var aslında kitabın; ama iki saat içinde bitecek kadar kısa ve benim bir türlü sevemediğim  romantik betimlemelerle yazılmış ve sanki aceleye gelmiş gibi, konu pek derinleştirilmemiş. Yine de kitaplığınızın bilimkurgu rafında (ya da raflarında) yerli bir roman da bulunmasını isterseniz alınıp okunası bir roman olmuş.