15 Eylül 2010

Agatha Christie'nin Gizli Defterleri


Agatha Christie'nin Gizli Defterleri - Agatha Christie's Secret Notebooks
John Curran
Çeviren: Füsun Doruker
Altın Kitaplar Yayınevi
Eylül 2010 (1. basım)
440 sayfa

Bugün Dame Agatha Christie'nin 120. doğum günü. Geçen hafta aldığım "Agatha Christie'nin Gizli Defterleri"ni biraz da aceleyle bitirdim ki, yazı bugüne yetişsin. Agatha Christie'nin doğum gününü, bu kitaptan bahsederek kutlayayım.

Agatha Christie polisiyenin kraliçesi, elbette. Yaşamına onlarca roman, öykü, hatta oyun sığdırmış. Romanlarından uyarladığı oyunları, İngiltere'deki tiyatrolarda yıllarca oynanmış, kitapları ise yıllar sonra bile çok sevilerek okunuyor ve asla eskimiyor. İşin kötüsü şu ki, Agatha Christie'nin herhangi bir kitabından bahsetmek çok zor. Final hakkında ipucu vermekten kaçınabilsek de, romandaki küçük bir sürprizin anlatılması bile sinir bozucu olabilir. O nedenle, ben de Agatha Christie’nin kitaplarından bahseden bir kitaptan bahsedeceğim! (Matruşka gibi oldu…)

Agatha Christie’nin gizli defterleri, yazarın kitapları ile ilgili notlarını tuttuğu defterlerden derlenmiş bir kitap. Beni en rahatsız eden yanı şu: Kitap Türkiye’de yayımlanırken, sanki biraz aceleye gelmiş; çok basit imla ve dizgi hataları var kitapta. Kitabın en düşünceli yanı ise, her bölümün başında bir spoiler uyarısı bulunması; “Bu bölümde sonu açıklanan kitaplar” açıklaması beni durdurmasa da, henüz okumadığınız kitaplarla ilgili bölümleri atlamanızı sağlayabilir. Bunları geçersek, bu kadar ünlü bir yazarın kitaplarını yazarken nasıl çalıştığını, kurguları nasıl oluşturduğunu görmek çok keyifli. El yazısını –siyah beyaz baskı ile olsa da- görmek güzel.

Yazar John Curran, Agatha Christie’nin büyük bir hayranı. Christie’nin –artık bir müze olan- evinde bulduğu yetmişten fazla defteri sıralayıp düzenlemiş, hepsini okumuş, okumuş, tekrar okumuş… Uzun bir süreç sonunda bu kitabı yazmış ve yayımlamış. Christie’nin en ünlü kitaplarını yazarken konuya nereden başladığı, karakterlerin nasıl şekillendiği, ipuçlarının nasıl paylaşıldığı adım adım anlatılıyor. Hangi öykülerin sahneye uyarlandığı, hangi romanların kısa öykülerin tekrar düzenlenmesiyle oluştuğu… Benim en çok ilgimi çeken, Agatha Christie’nin not aldığı fikirleri tekrar tekrar okuması, bir fikri yazdıktan yıllar sonra yepyeni bir romanda kullanması oldu.
“Ben asla konu bulmakta sıkıntı çekmem.” Briç Masasında Cinayet, 4. bölüm
Kitap, Christie’nin en yaratıcı yıllarını olduğu kadar, yaşlılık dönemini de ele almış; son dönem kitaplarının eskilerine oranla daha zayıf olduğuna dikkat çekmiş. Yani, John Curran kör bir Christie hayranı değil, romanları yorumlarken epeyce tarafsız davranmış. Ama, neredeyse 450 sayfalık olan kitap ilerledikçe sıkıcı hale geliyor sanki. İtiraf ediyorum, ben bazı bölümleri hızlıca taradım, okumadan geçtim. Amaaa… En sonunda iki kısa Hercule Poirot hikayesi var ve bunlar kitabın sıkıcılaşmaya başladığı kısımları hemen unutturuyor.

Öykülerden birincisi Kerberos’un Yakalanması adında. Bu öykü, Hercule’ün On İki Görevi isimli bir kitabın son öyküsüymüş. Yunan mitolojisindeki Herakles’in on iki görevi efsanesi ile (simgesel de olsa) paralel olaylar içeren bu kitabı epeyce merak ettim ben!

İkinci öykü ise, Köpeğin Topu Olayı başlığını taşıyor ve daha sonra Sessiz Tanık romanında da bu öyküdeki olay örgüsü kullanılmış. Yine de karakterler farklı ve okumak keyifli…

Evet, Agatha Christie’nin Gizli Defterleri, özellikle polisiye seviyorsanız kütüphanenizde bulunması gereken bir kitap.

Doğum günün kutlu olsun Dame Christie!

1 yorum:

  1. Evet bu bahsettiğim kitap, Bir haberde duymuş yada okumuştum kitabın çıkacağını, merak uyandırmıştı ama unuttum tabi sonra, Kesinlikle bu kitabı da okumalı ve edinmeliyim. hatırlattığın için teşekkürler sevgili Settie

    Bol kitaplı günler :)

    YanıtlaSil